SON DUYURULAR
Sosyal hukuk devletinde; her bireyin kişisel olarak veya örgütlenerek hak ve menfaatlerini korumaya, düşüncelerini özgürce kamuya yayma hakkı vardır. Uygulanan yanlış politikalar, yalnız çalışanlar değil aynı zamanda emeklilerin de sosyal hak ve menfaatlerini geriye götürmüştür. Emeklilere uygulanan bu yanlış ve adaletsiz politikalardan olumsuz etkilenerek milli gelirden aldıkları pay ve satın alma gücü diğer çalışanlara oranla çok küçülmüştür. Bügün emekliler açlık sınırının yarısının da altında bir üçretle sürünüyorlar. Ülkemizde emeklilerin yaşam koşulları çekilmez hale gelmiştir.Emeklinin bugünü çok kötü, yarını saha da kötü,iyi olacak gibi bir yeşil ışık görünmüyor.
5510 sayılı yasada 4/A, 4/B ve 4/C'li olarak sayılandırılan işçi emeklilerinin, Bağ-Kur emeklilerinin , Memur emeklilerinin maaşlarına, dul ve yetim maaşlarına, iktidar kaynaklarına yakın olan medya tarafından dillendirilen açıklanmasına kısa bir zaman kalan %22 civarında ki oransal zamların dışında adaleti sağlamak için seyyanen 16.000 TL. verilmesi bir insanlık hakkıdır.
Emekliler de aktif çalışanlar gibi korunmalıdır, Sosyal hak ve menfaatleri korunmalı ve geliştirilmelidir. Emeklilerin çıkarları geliştirilemediği gibi mevcut hakları da korunamamaktadır. Devlette hak ve menfaatler siyasilerin insafına bırakıldığından kişisel olarak devletten ekonomik ve sosyal haklar elde etmek mümkün görülmemektedir. Bu durum, çalışanları çağın gereği olarak bir hak arama örgütü olan sendikalaşmaya yöneltmektedir.
Sendikal örgütler, “İnsanı yücelt ki devlet yücelsin” felsefesi ile insan merkezli “sendikal çalışmaların yanısıra” toplumda menfi görüşlerin ve bağlı olarak gelişen olayların ortadan kaldırılmasına yardımcı olmayı hedefleyen teşkilatlardır. Emeklilerin haklarını elde edebilmenin tek yolu örgütlü, eğitimli ve ilkeli bir sivil toplum kuruluşu olmaktan geçmektedir. 21. yüzyıl göstermiştir ki, sivil toplum örgütleri uygar dünyanın vazgeçilmez unsurlarıdır. Hal böyleyken emeklilerin köşelerine çekilip hayatlarını pasif şekilde sürdürmeleri düşünülemez. Aktif, canlı ve diri bir sivil toplum oluşabilmesi için, emeklilerin örgütlenmesi zaruri hale gelmiştir. Emekliler için de tasarlanan yasal düzenlemenin, TBMM’de ele alınarak, önümüzün açılacağına ve örgütlenerek sivil toplum alanındaki onurlu yerimizi alacağımıza inanıyoruz. Bu haklar aktif çalışanlarda olduğu gibi, emeklilerinde sendikalaşarak elde edebilecekleri haklar olduğu açıktır. Bu nedenle hakka, hukuka ve teşkilatçılığa inanmış ekibimiz MESK-Memur ve Emekli Sendikaları Konfederasyonu çatısı altında Emekliler Birliği Sendikası (Emekli Bir-Sen)’i olarak demokratik ve hukuk mücadelemizi başlatmış bulunuyoruz.
Tüm Avrupa ülkelerinde “İLO Sözleşmesi” gereği, emeklilerin ‘Sendikal örgütlenme hakkı’ olduğu halde ne yazık ki ülkemizde emeklilerin “sendika” kurma hakkı idari olarak engellenmektedir. 2023 yılı itibariyle 11 milyon işçi emeklisi,2 milyon 690 bin tarım emeklisi dahil Bağ-Kurlu emekli ve 2 milyon 300 bin memur emeklisi olmak üzere toplamda 16 milyon 890 bin emekli sendikal haktan mahrum bırakılmak istenilmektedir.
.
Mesk-Memur ve Emekli Sendikaları Konfederasyonu çatısı altında ortak mücadele eden Emekli Bir-Sen“Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) Sözleşmelerine’ İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi(Madde23/4), İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (Madde 11) Avrupa Paris Şartı (AGİK/AGİT), Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı Helsinki Doruğu (Madde 12), Herkes menfaatlerini koruma amacıyla sendikalar kurmaya ve bunlara üye olma hakkı vardır ” hükmü çerçevesinde Ankara 7. İdare Mahkemesi, Ankara Bölge İdare mahkemesi ve Danıştay kararı ile haklılığı tescillenmiştir. Yeni Emekli Bir-Sen davası Anayasa Mahkemesine taşınmıştır..
Buna rağmen çalışanlarda olduğu gibi emeklilerin sendikası Yeni Emekli Bir-Sen’in ”iktidarla ‘pazarlık’ etmelerine’ imkân tanınmamaktadır. Anayasamızda ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde emeklilerin sendikal örgütlenme haklarının yasal bir zemine oturtulması için, 12 Eylül 2010’da Anayasa Referandumuyla “toplu sözleşme hükümleri emeklilere yansıtılır” ibaresi biz emeklileri sevindirmişti. Anayasanın bu hükmü ocak 2024 deki seyyanen zam örneğinde olduğu gibi uygulamada emeklilere yansıtılmamaktadır. Bize hükümetlerle toplu pazarlık yapabilecek imkanı veren bir düzenleme halı hazırda yapılmamıştır. Siyasi kurumlarda da böyle bir çalışma yoktur.17 milyon 980 bin emeklinin gözü kulağı anayasa mahkemesinin vereceği karar çevrilmiş durumda beklemektedir.
“Anayasamızda ve yasalarımızda emeklilerin sendika kurmalarını engelleyen her hangi bir mevzuat olmadığı aksine “sendikalar önceden izin almaksızın kurulur hükmü” getirilmiştir”.
MESK Konfederasyonunaüye sendikalardan biri olan Emekli Bir-Sen olarak “Anayasamızın 90. Maddesinde yer verilen hükme bağlı ‘iç hukuk’ kapsamı haline geldiği kabul edilen, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde 16 milyon 980 bin emeklinin meşru tek yasal temsilcisi olarak faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz”.
Bugünümüz ve çocuklarımızın yarınları için, tüm emeklilerimizden “ ortak hak ve menfaatlerimizi koruyup geliştirme mücadelesinin paydaşları olmalarını ve bize üye olarak destek vermelerini istiyorum.
İktidar kaynaklarına yakın olan medya tarafından seslendirilen açıklanmasına kısa bir zaman kalan, İşçi emeklililerinin, Bağ-Kur emeklilerinin , Memur emeklilerinin aylıklarına, dul ve yetim maaşlarına yapılacak %22 civarında olacağı düşünülen
Temmuz 2o24 oransal zamların dışında adaleti sağlamak için seyyanen 16.000 TL. verilmesi bir insanlık hakkıdır.Emekli aylıklarının enaz asgari ücret düzeyinin üstüne çıkarılmalıdır.
Dr. Muzaffer KALA
MESK Genel Başkanı