SON DUYURULAR
Emeklilerin durumu son yıllarda hiç iyiye gitmiyor.
Çalışan, sabah kalkıp banyoda sakal tıraşını olurken, hanımı mutfakta kahvaltısını hazırlıyordu.Kahvaltı sonrası giyinip işine giderken hanımı dış kapıya kadar uğurluyordu. Mesai çıkışı işten eve dönerken hanımının siparişlerini alıp evin yolunu tutuyordu. Kapıyı açan ya hanımı ya çocuklardan birisi kapıyı açıyordu.Elindeki siparişleri ona veriyordu Evdekiler hoş geldin diyordu. Üstünü değiştirip, pijamalarını giyerek tv’nin karşısına kurulup oturunca, gün boyu yaşadığı sıkıntılarını ,tasalarını unutuyor, dışarda bırakıyordu. Evinini,yuvasının mutluluğunu, huzurunu yaşıyordu.
Emekli olduktan sonra ilk bir ay iyiydi. Tatile çıkmış gibi hissediyordu. İkinci ayda çocuklarına sözü geçmez oldu.Üçüncü aydan sonra hanımına sözü geçmez oldu. Sabahları şöyle rahat bir gazetesini bile okuyamıyordu. Evde fazlalık gibi görülmeye başlanmıştı. Hanımı ikide bir “temizlik yapacağım, o koltuktan kalk diğerine otur, bu odadan öteki odaya git, gazeteni orda oku, en sonunda ne evi bekliyorsun, çık git be adam” demeye başlamıştı.
Emekli nereye gideceğini düşünmeden evden çıktı, bir müddet karmaşık düşünceler içinde yürüdü, elleri paltosunun cebinde yürüdü, yürüdü.yürüdü.Üşümeye başlamıştı.Soğuk emekliyi kendine getirmişti. Ne yapmalıydı?Nereye gidecekti? Eskiden olsa bir işi vardı.İşyerine gidip, ya masasına oturuyordu, ya mavi önlüğünü giyip tezgahın başına geçiyordu, yada tulumunu giyip alet adevatını alıp başlıyordu çalışmaya,. Ya şimdi öylermiydi? Gidecek bir yeri bile yoktu.
Emekliyi bu derin düşüncelerden öğle ezanı ayıktırdı. Saatine baktı, okunan öğle ezanıymış, vakitte hiç geçmiyor, ikindi ezanı sanmıştım diye düşündü. O güne Cuma namazları hariç camiye gitmemişti. Sağ eli ile ensesini kaşıdı. Gitsem mi gitmesem mi diye düşüncesin de git gel yaptı. Sonra yapacak işim yok, gidecek yerim, eve gitsem hanım koymuyor, gitmeyip ne yapacağım ki diye mırıldanarak caminin yolunu tuttu. Caninin abdeshanesinde abdesini aldı.Camiye girdi, bu sefer cami çok sıcak gelmişti. İçine bir huzur vermişti.Cuma namazlarına gittiğinde bu sıcaklığı,huzuru hiç hissetmemişti.İşe geç kalmayayaım diye farzı kılar kaçardı. Cami çıkışı ayakkabılarını giyerken artık gidecebileceğim bir yerim var dedi. Ben bunu daha önce niye düşünemedim diye kendi kendine söylendi.
Artık emeklinin bir bahanesi de vardı.Evdekilere ben camiya namaza gidiyorum diyordu.Camida vaaz, sohbet olduğu zaman onu dinliyordu.Caminin müştemiletında yada bahçesinde yaşlılarla, emekliilerle anılarını paylaşıyordu.Böylece günler geçip gidiyordu.
Genel Seçim oldu,hükümet değişti, başbakan değişti. Emekliler, yeni hükümeti sevinçle karşıladı. Her emekli gibi kahramanımız bizim emekli de umutlandı.
Emekli bir gün caminin bahçesinde oturduğu bankların yerinde olmadığını farketti. Hepsi kaldırılmıştı. Banklarda otururken arkadaş olduğu diğer emeklilere sordu, onlarda bilmiyorlardı. Emekliler ayakta kalmıştı. İmama, müezzine sordular onlarda bilmiyoruz dediler.Cami cemaatinin emeklileri Caminin son cemaat mahallinde oturmaya başlamışlardı. Kalabalık oluşturuyor, dikkat çekiyordu .Sağda solda bir takım insanlar böyle de olmaz canım,sürekli caminin içi işgal edilmez, camii ibadet yeridir, bu insanlara oturacak yer lazım, hatta içini ısıtacak sıcacık çay içebileceği bir yer gerek demeye başlamıştı. Emekli bir müddette sürekli yayılan bu söylentileri dinlemişti.
Aylar ayları kovaladı.Bir gün caminin avlusunda bir çalışma başladı. Herkes birbirine soruyordu. Kimse ne yapıldığını bilmiyordu. İşçilere sordular onlarda bilgi vermedi. Sonunda prefabrikvari bir yapı inşaa edildi.Masa sandalyalar kondu, çay ocağı açıldı. Kapısına el yazısı ile yazılmış “CAMİMİZİN ÇAY OCAĞI HİZMETE AÇILMIŞTIR” ilanı yapıştırıldı. Camii bahçesindeki banklar kaldırıldığı için son cemaat mahallinde oturan emeklilere, oturacaksanız gidin çayhanede oturun, burda oturmayın denmeye başlandı. Emekli, gidin çayhanede oturun lafını duyunca anladı bankların neden kaldırıldığını. Gelmesine sevindiği hükümet camii bahçesinde oturduğu bankı bile çok görmüştü kendisine. Yandaşını çayhane sahibi yapmak için cebindeki son liralara göz dikmişti.
Emekli, caminin helasına giriyorum para veriyorum, Cayhanesinde çay içip para ödemezsem oturtmuyorlar. Buranın huzuru kaçtı diye düşündü.
Bizim emekli,son günlerde camii cematindeki emeklilerin sayısının azaldığını farketti.Gittikleri yere emekli de gitmek için onların nereye gittiklerini araştırınca sokak kaldırımlarında oturduklarını tepit etti.
Sizce; Yarın. Öbür gün belediye de sokaklar da oturmayı emeklilere paralı yapar mı?
Dr. Muzaffer KALA
MESK
Memur ve Emekli SendikalarıKonfederasyonu
Genel Başkanı